ALO 184-SABİM/Yetti Artık, Çık Devreden’ EYLEMİNDEYİZ!
Basın Açıklaması 4 ARALIK 2012 SALI GÜNÜ “ALO 184-SABİM/YETTİ ARTIK, ÇIK DEVREDEN” EYLEMİNDEYİZ! “Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar”* Hayatının ve mesleğinin baharında bir asistan hekim (Elinde, zanlının adresini gösterir gibi tuttuğu “SABİM savunma”sıyla) niye “intihar” eder bu ülkede?
Sağlıkta “Dönüşüm” can almaya devam ediyor. İstanbul (Samatya) Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil tıp asistanı Dr. Melike Erdem 30 Kasım 2012 günü, Sağlık Bakanlığı’nın Alo 184 SABİM hattına yapılan bir şikayetle ilgili savunmasını verdikten sonra çalıştığı hastanenin altıncı katından atlayarak “intihar etti”. Öncelikle belirtelim ki; değişik ortamlarda ifade edilen, hayatını kaybeden meslektaşımızın “psikolojik sorunları olduğu” yolundaki iddialar tamamen mesnetsizdir. Herkesin; Dr. Melike Erdem’in ailesinin, çalışma arkadaşlarının ve sağlık çalışanlarının acılarına hürmet göstermesini bekliyoruz. Gerçeğin nasıl olduğunu O’nu tanıyanlar, birlikte çalıştığı arkadaşları anlatıyor; Sağlık Bakanlığı Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde maruz kaldığı baskılardan/mobbingden kaçıp kurtulmak için gelmiş… Adalet ve vicdan duygusuna sahip, alçak gönüllü, ön yargısız, maskesiz, yardımsever, ailesine düşkün, geleneksel değerlere bağlı, çalışkan, yaşam coşkusu ile dolu pırıl pırıl genç bir insan. Sağlıkta “Dönüşüm” Programı’yla birlikte istihap hatlerini iyiden iyiye aşan, hastaları olduğu kadar sağlık çalışanlarını da canından bezdiren acil servislerde, ihtisasının son yılında bile sayıları azalmayan ağır nöbetler… Haksız yere maruz kalınan bir soruşturma daha… Koltukta kollarını iki yana salıp artık yorulduğunu, hastalara yetemediğini üzüntüyle söyleyen idealist bir hekim. Ve trajik bir son! (Ölüm adın kalleş olsun!) Üzgünüz… Kızgınız… Öfkeliyiz… Genç meslektaşımızın ölümünden sonra Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan; “Bu elim olay üzerinden kamuoyuna yansıyan Melike Erdem’le ilgili SABİM’e şikayette bulunulduğu, şikayet neticesinde soruşturma açıldığı şeklindeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. SABİM’e hayatını kaybeden hekim kardeşimizin ismiyle yapılmış bir şikayet bulunmamaktadır. Ancak İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan bir hasta ile ilgili 22 Kasım 2012 tarihinde bir başvuru olmuştur. Başvuru formu, SABİM tarafından ilgili hastaneye yönlendirilmiş ve hastaneden bilgi istenmiştir.” şeklindeki “tevil yollu ikrar” öfkemizi daha da arttırıyor. Açıklamadaki; “Sağlık camiamızı acıya sevk eden bu olayla ilgili idari ve adli soruşturmalar devam ederken, bir takım yorumlarla konuyu istismar anlamına gelecek yaklaşımlarda bulunmak etik ve vicdani değerlerle bağdaşmamaktadır.” ifadesini ise etikten ve vicdandan nasibini almamışların suçluluk telaşının delili olarak görüyoruz. Genç meslektaşımızın “intihar” ettiği gün verdiği “savunma”nın bir suretini ekte bilgilerinize sunuyoruz. Aynen şöyle yazıyor 22.11.2012 tarih ve 3375054 sayılı SABİM şikayet başvurusu üzerine hazırlanan “savunma”da; “Hastanemizde Acil Tıp Asistanı olarak çalışmaktayım. 22.11.2012 tarihinde saat 17.00’de nöbeti devraldım. Bahiste ismi geçen hasta (M. A.) ve yakını, saat 17.00-17.30 arasında acil servise geldi. Hastanın mevcut şikayeti sorulduğunda; hasta yakını tarafından, kendilerinin göz polikliniğine geldiklerini, orada muayene olduğunu, ayrıca prostat şikayeti nedeni ile ürolojiden takipli olduklarını, hastası özürlü olduğu için mevcut poliklinik saatlerinde poliklinik başvurusunun zor olduğunu, gelmişken ayda bir sonda değişimi ve danışmak için üroloji doktoru ile görüşmek istediklerini ısrarlı bir şekilde ifade etti. Özrü bulunan ve üroloji doktoru (ile) görüşmek isteyen hastaya yardımcı olmak amacıyla hasta, ilgili saatte üroloji ile konsülte edildi. Konsultasyon sonrasında hasta ve yakını acil servise gelip mevcut durumu hakkında tekrar bilgilendirme yapmadı.” Her şey gayet açık: Acil serviste çalışan genç meslektaşımız, hastanın acille herhangi bir ilgisi olmadığı halde, özürlü olmasını da göz önünde bulundurarak kendisine yardımcı oluyor ve bu nedenle âdeta bir suç işlemiş gibi soruşturmaya uğruyor. Ve aynı gün çalıştığı hastanenin altıncı katından aşağı atlayarak “intihar” ediyor. Görgü tanıkları kendini boşluğa bıraktığında, SABİM’e verdiği “savunma”yı, zanlının adresini gösterir gibi, elinde tuttuğunu belirtiyorlar. Suçluluğun telaşına kapılan yetkililer ise delilleri karatmaya, yok etmeye çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın, Dr. Melike Erdem’in ölümüyle ilgili delilleri karartmasına asla izin vermeyeceğiz. Kendisi de performansa göre çalıştırılan ALO 184-SABİM Hattı Başbakan ve Bakan başta olmak üzere yöneticilerin sağlık çalışanlarına karşı kullandıkları kışkırtıcı üslup nedeni ile sağlık çalışanlarının sorumlu olmadıkları olaylardan dolayı şikayet edildikleri bir yapıdır. Bu haliyle ALO 184-Sabim Hattı’nın hasta hakları ile ilgisi yoktur, “sağlık çalışanları kıyım hattı”dır. Hekimleri, sağlık çalışanlarını hastalara kırdıran “Alo 184-SABİM Sağlıkçı Taciz Hattı”nın kapatılması için de bütün sağlık kurumlarında protesto eylemi gerçekleştireceğiz. 4 Aralık 2012 Salı günü 08.00-10.00 saatleri arasında; Acil servisler dışında sağlık hizmeti sunulmayacak. Saat 08.00’den itibaren; Kamu, özel, devlet hastanesi, üniversite hastanesi, toplum sağlığı merkezi, aile sağlığı merkezi, kurum hekimlikleri, Bütün sağlık kurumlarının önlerinde/bahçelerinde toplanacağız, 09:00’da Dr. Melike Erdem için saygı duruşunda bulunacağız, Yürüyüşler/basın açıklamaları yapacağız. Ve ardından; On binlerce sağlık çalışanı aynı anda hep birlikte 184’ü arayarak “Alo 184-SABİM/Yetti Artık, Çık Devreden” diyeceğiz. Öğleyin de bütün sağlık çalışanları Sağlık Müdürlükleri’ne yürüyeceğiz.
Talebimiz açık ve nettir: Alo 184-SABİM Hattı Derhal Kapatılmalıdır! Sağlığa “Bakan”dan cevap bekliyoruz!
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI DİSK/DEVRİMCİ SAĞLIK İŞÇİLERİ SENDİKASI TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ |
5636 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |