20 Meslek ve Emek Örgütü 3 NİSAN’DA ANKARA'DAYIZ. dedi
20 EMEK VE MESLEK ÖRGÜTÜ 3 NİSAN'DA ANKARA'DAYIZ. dedi.
Güvencesiz-Esnek Çalıştırmaya,
Taşeronlaştırmaya,
Sendikasızlaştırmaya
Karşı Direnenler, Mücadele Edenler Olarak Bu Süreci Bilinç ve Dayanışmayla Donatmak Amacıyla Ortak Taleplerimizi Haykırmak İçin Yeni Bir Adım Daha Atıyor, 3 Nisan’da Ankara’da Buluşuyoruz.dedi
20 emek örgütü güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine karşı 3 Nisan'da Ankara'da olacaklarını açıkladı. Emek örgütleri, güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine karşı birleşik bir emek hareketi yaratmanın önemine vurgu yaptı
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Dev Sağlık-İş, Nakliyat-İş, Limter-İş, Sine-Sen, Dev Maden-Sen, Sosyal-İş, Emekli-Sen, Basın-İş; Türk-İş’e bağlı Petrol-İş, Hava-İş, Tek Gıda-İş, Belediye-İş, TÜMTİS, Deri-İş; KESK’e bağlı Eğitim-Sen, SES, Haber-Sen; Türk Tabipleri Birliği ve Enerji-Sen bugün (18 Mart) Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yaparak güvencesizleştirmeye ve taşeron sistemine karşı 3 Nisan’da Ankara’da bir miting yapacaklarını duyurdu. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası ve Spor-Sen de bu süreci desteklediklerini bildirdi.
Sermaye parçalıyor, güvencesizliğe karşı mücadele birleştiriyor
Ortak basın açıklamasını Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu okudu. Çerkezoğlu, sermaye sınıfı krizden çıkarken işçi sınıfının krizinin büyüdüğünü belirtti ve işçi sınıfının yüz yılı aşkın süredir elde ettiği mevzilerin ve kazanımların yok edildiğini söyledi. Emeğe yönelik saldırıların emeğin yeniden üretildiği alandaki piyasalaştırmayla birleştiğine işaret eden Çerkezoğlu, farklı istihdam biçimleri ve etnik/dinsel ayrımlar uzun süredir ‘işçi sınıfı parçalanıyor’ görüntüsünü verse de tüm emekçilerin kaderlerinin güvencesiz çalıştırma ekseninde birleştiğini söyledi.
Birçok işkolunda, başta taşeronlaştırma olmak üzere güvencesizleştirmenin değişik biçimlerine karşı yükselen eylemlerin kazanımlar elde ettiğini ifade eden Çerkezoğlu, bu eylemlerin toplumda geniş yankı uyandırdığını söyledi.
Çerkezoğlu işten atılmalara, sendikasızlaştırmaya, ücretlerin ödenmemesine, keyfi muamelelere, angaryaya, ayrımcılığa karşı mücadelelerin, grev, direniş, işgal ve yaygın protestoların; yoksul halkın temel hizmetler için giriştiği mücadelelerle bütünleşerek yeni mücadele ve örgütlenme biçimlerini tarih sahnesine çıkardığını belirtti. Çerkezoğlu bu durumun yeni bir sendikal hareketin kapılarını araladığını söyledi.
Çerkezoğlu sözlerini şu şekilde bitirdi: “Bizler tüm bir hayatın güvencesizleştirilmesine, esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, sendikasızlaştırmaya karşı direnenler, mücadele edenler olarak, omuzlarımızın ve yüreklerimizin üzerinde yükselen bu süreci bilinçle ve dayanışmayla donatmak amacıyla ortak taleplerimizi ortaya koymak için yeni bir adım daha atıyoruz. 3 Nisan’da Ankara’da buluşuyoruz.”
'Emekçi siyasete müdahale etmeli'
Çerkezoğlu’nun ardından sorulan sorular üzerine Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin söz aldı. Ayçin, konfederasyonlar bir araya gelmese de iktidarın uygulamalarından rahatsız olanların bir araya geldiğini belirtti. Emekçilerin siyasete müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Ayçin, bu birlikteliğin 3 Nisan’da bitmeyeceğini söyledi. Emeğe yönelik saldırıların sürdüğü ve bu saldırılara karşı emek cephesinin birleşik bir şekilde mücadele etmesi gerektiği üzerinde duran Ayçin, birlikteliğin 1 Mayıs’ta ve seçim sonrasında da beraber olacağını ifade etti.
Ayçin’in ardından Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu söz aldı. Serdaroğlu, birlikteliğin özlenen bir birliktelik olduğunu belirtti ve kriz öncesinde ortaya konulan hedefin bir kısmının gerçekleştirildiğini söyledi. Güvencesizleştirme tehlikesinin farkına geç varıldığını ifade eden Serdaroğlu, güvencesizeştirmeye, taşerona, ulusal istihdam stratejisi ve yeni Torba Yasalarla önümüze çıkacak olan tehlikelere karşı bir duruş sergilemeye başladıklarını söyledi. Serdaroğlu, birlikteliğin daha da büyütülesi gerektiğini söyledi.
Serdaroğlu’nun ardından Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Hüseyin Demirdizen söz aldı. Demirdizen, başbakanın Arap ülkelerindeki liderlere ‘protestocuları dinleyin’ çağrısı yaparken kendi ülkesindeki emekçilerin sesini duymak istemediğini söyledi. Demirdizen, AKP’nin, uyguladığı neoliberal programın mağdurlarını eskisi gibi yönetemediğini belirtti. Birleşik mücadelenin önemi üzerinde duran Demirdizen “3 Nisan yeni dönem için yeni bir sesleniş, yeni bir itiraz olacak. Bu sesin gücü, hepimizin ortak çabasına bağlı” dedi.
Demirdizenin ardından söz alan SES Eğitim Sekreteri Ümit Doğan, işçi sağlığı ve güvenliği üzerinde durdu. Doğan, taşeron çalıştırma ile güvencesizleştirmenin genel bir çalıştırma biçimi haline geldiğini söyledi.
'Grevle dayanışmayı büyütelim'
Ümit Doğan’ın ardından söz alan Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, 3 Nisan mitinginin emeğe yönelik saldırılara iyi bir cevap olacağını söyledi. 1 Mayıs’ın yaklaştığını hatırlatan Küçükosmanoğlu, emek örgütlerinin “milyonlar aç, milyonlar işsiz” sloganıyla Taksim’de olacağını ifade etti. Küçükosmanoğlu, ayrıca Birleşik Metal-İş’in 22 Mart’ta greve başlayacağını ve grevle dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini söyledi.
‘3 Nisan, birleşik mücadele için önemli bir adım’
Sorulan sorular üzerine söz alan Arzu Çerkezoğlu, çağrılarının güvencesizleştirmeye ve taşeronlaştırmaya karşı mücadele eden herkese olduğunu söyledi ve 3 Nisan’ın birleşik mücadele için önemli bir adım olduğunu ifade etti.
Çerkezoğlu’nun ardından söz alan Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi, “Burada bir ezberi bozuyoruz” dedi. Güvencesizleştirmenin sadece güvencesizlerin değil; güvenceli çalışanların da sorunu olduğunu belirten Servi, kuralsız çalıştırmaya karşı konfederasyon ayrımı gözetmeksizin bir araya geldiklerini ifade etti. Servi DESA’daki direnişlerinin sürdüğünü ve 26 Mart’ta Taksim’de bir eylem yapacaklarını söyledi. Servi, birlikteliğin 1 Mayıs’ı özüne uygun bir biçimde kutlamak için üzerine düşeni yapacağını söyledi. Servi’nin açıklamasının ardından açıklama sona erdi.