TÜRK BİLİM İNSANLARI RADYASYON İÇERMEYEN TOMOGRAFİ CİHAZI GELİŞTİRDİ Prof. Dr. Yunus Söylet, Doç. Dr. Elif İnce, Prof. Dr. Cenk Büyükünal, Prof. Dr. Mehmet Eliçevik, Prof. Dr. Haluk Emir birlikte çalışarak radyasyon içermeyen tomografi cihazı geliştirdi. Cihazın ticari olarak üretimine geçilmesi için çalışmalar başlandı. Cihazla ilgili bilgi veren İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve nükleer fizik uzmanı Doç. Dr. Elif İnce geliştirdikleri “alt üriner sistem elektrik empedans tomografi"cihazı ile mesane görüntülenmesi gereken durumlarda hamilelere, bebeklere ve çocuklara radyasyon almadan görüntüleme yapılabileceğini hem de tomografi ve PET için harcanan paradan ülke olarak yüzde 80 tasarruf edilebileceğini söyledi. "Dünyanın en çok radyasyon alan 3. ülkesiyiz" Türkiye'nin, dünya çapında PET ve tomografi ile en çok görüntüleme yaptıran 3. ülke olduğunu belirten Doç. Dr. İnce, "Altın madalya kazanan çalışmamızın ticarileşme sürecine geçtik ve uygun yatırımcılarla görüşme safhasındayız" dedi. Doç. Dr. İnce, mesane için geliştirdikleri cihazı şöyle anlattı: “Elektrik empedans tomografide hiç radyasyon olmadan, günümüzde kullandığımız tomografi ve PET cihazlarını içerdiği radyasyon vücuda girmeden, sadece elektrik sinyalleri kullanılarak 3 boyutlu görüntüleme sağlamakta ve çok daha yüksek çözünürlükte görüntü elde edebiliyoruz. Çocuklarda, hamilelerde, bebeklerde çok rahatlıkla kullanılabiliyor. Bir de ülke olarak tomografi ve PET kullanımında dünyada 3. sıradayız ve çok fazla radyasyon alıyoruz. Bu cihazın avantajı radyasyondan uzak durmamızı sağlayabilecek." Uluslararası yarışmada altın madalya Doç. Dr. İnce; altın madalya kazanma hikayelerini de anlattı ve şunları söyledi: “Türk Patent Kurumu, 2016 yılında patent tescili alan uluslararası patentleri, fuar kapsamında sergiledi ve daha sonra uluslararası bir jüri değerlendirerek Bilim ve Sanayi Bakanlığı himayelerinde altın madalyaya layık görüldük. Altın madalya kazanan madalyamızın ticarileşme sürecine geçtik ve uygun yatırımcılarla görüşme safhasındayız. Şu anda aynı şekilde tescillenmesini beklediğimiz 2 patent başvurumuz daha var. Biz akademisyen olarak misyonumuzu yerine getiriyoruz ve ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu cihaz alt üriner sistem bozukluğu olan çocukların mesanelerinin görüntülenmelerinde kullanılabilir. Bu organa özel bir görüntüleme sistemi. Yurtdışında akciğer organı için yapılan çalışmalar var. İlk defa mesane için biz bunu geliştirdik. Özellikle çocuklar tomografi ve PET cihazında çok fazla durmak istemezler. Kapalı alanda korkarlar ve huysuzlanırlar, ağlarlar. Bu cihaz ile basit bir düzenek ile onların vücutlarına dışarıdan yerleştireceğimiz elektrik sinyallerini algılama yöntemimiz ile çok rahatlıkla mesanelerinin görüntülerini alabiliyoruz." "Bilimin ülkeye ekonomik olarak katkısı yüzde 90" Patent başvurularının ve ardından ticari olarak üretilmeye ve satılmaya başlanan ürünlerin ülke çapında mali olarak büyük katkıları olduğunu belirten Doç. Dr. İnce, şöyle konuştu: “Bir ülkenin üretiminin mevcut ekonomiye sağlayabileceği katkı yüzde 10 ise bilimin sağlayacağı katkı yüzde 90'dır. Üretim potansiyeli bellidir ve bunun üzerine çıkmak mümkün değildir. Fakat bilimin ticarileşmesi ülke ekonomisini yüzde 90 kalkındırır. İnsanların patent başvuruları yapması ve bunun da ticarileşmesini sağlamaları gerekir. Ticarileşme misyonu sağlayacak kısım ise üniversitelerimizdir. Bu nedenle tüm araştırmacıların ve öğrencilerin, üniversiteleri kullanarak patent başvuruları yapmalıdır. Kaynak: Medimagazin |
1774 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |