BASIN AÇIKLAMASI

TÜM TAŞERON SAĞLIK ÇALIŞANLARINA AYRIMSIZ, KOŞULSUZ KADRO!

Taşeron Sistemi nedir? İşverenlerin işçilere karşı yasal yükümlülüklerinden kaçması, işçiler açısından da başta iş güvencesi olmak üzere kazanılmış tüm hakların ortadan kaldırılması demektir. Başka bir ifade ile Taşeron sistemi haksızlığın, hukuksuzluğun, emek sömürmesinin ucuz ve güvencesiz çalıştırmanın adıdır. 

Taşeronlaştırma özellikle 2000’li yıllardan itibaren hem özel sektörde hem de kamuda olağanüstü artış göstermiş, özellikle kamuda tümüyle hukuksuz biçimde sürdürülmüş ve bugün tam olarak tespit edilememekle birlikte 2 milyon üzerine çıkmış durumdadır.

Bizler, radyoloji teknisyenleri ve teknikerleri sağlık kuruluşlarında hastalarımızın teşhis ve tedavi aşamalarında MR, Tomografi, röntgen gibi görüntüleme işlemlerini yaparak sağlık hizmetini sunan ve hastaların daha hızlı ve doğru tedavi almalarını sağlayan sağlık çalışanlarıyız.

2002 yılında AKP hükümeti göreve geldiğinde görüntüleme hizmetlerinin %10’u taşeronlar tarafından yerine getiriliyordu bugün ise MR, BT gibi görüntüleme hizmetlerinin %94’ü taşeron şirketleri tarafından hizmet alımı şeklinde yerine getirilmektedir.

Türkiye’de yılda 11 Milyon kişiye MR, 13 Milyon kişiye Tomografi çekiliyor. Sağlık kuruluşlarına başvuran her 1000 kişiden 119’üne MR, her 143 kişiye BT çekiliyor. Türkiye’de dünya ortalamasının 2 katı MR çekiliyor ve Dünya 1.ciliğini açık ara önde götürüyor.

RADYOLOJİ ÇALIŞANLARI KANSER OLUYOR. ACİLEN KADRO AÇILSIN.

Bu birincilikler övünülecek, gurur duyulacak bir durum değildir. Bu birincilikler sağlık sistemimizin çok ciddi ALARM verdiğinin işaretidir. Sağlıkta taşeron sistemi halkın sağlığını tehdit ediyor. Gereksiz radyasyonlara maruz kalarak Kanser yapıyor.  Biz radyoloji çalışanları bu tehlikeyi çok net bir şekilde görüyoruz ve farkındayız.

Radyoloji bölümlerinden her yıl ortalama 6 bin yeni mezun veriyoruz ancak KPSS ile istihdam edilen kişi sayısı 300-500’ler civarında. Geriye kalanlarımız ya taşeronların insafsızlığına mahkum ediliyor ya da iş bulamıyor. Bizler çok az sayıda personelle gece-gündüz fazla çalıştırılıyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız gibi radyasyona maruz kaldığımız için KANSER oluyoruz. Birçok meslektaşımız şuanda kanserle savaşıyor.

TÜMRAD-DER olarak aynı zamanda Avrupa Radyoloji Dernekleri Federasyonu (EFRS)’in üyesi bir derneğiz. Dolayısıyla Avrupa’daki verilere de sahibiz. Türkiye’de radyoloji teknisyenleri Avrupa’daki meslektaşlarına göre günde ortalama 3 kat fazla radyolojik görüntüleme işlemi yapıyor. İş yükümüz çok fazla personel sayımız çok az. Derneğimizin tespitlerine göre Türkiye’deki radyoloji teknisyeni açığı 6800 civarındadır. Acilen Radyolojiye Kadro açılması ve yeterli istihdamın yapılmasını istiyoruz.

Geçtiğimiz seçimin temel gündemlerinden birisi taşeron meselesi oldu. Seçimlerde  “taşeron işçilere kadro” sözü veren siyasi iktidar,  geçtiğimiz hafta doğrudan cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklama ile kamuda asıl ve yardımcı işlerde çalışan tüm taşeron işçilerin kadroya alınacağını bir “müjde” şeklinde duyurdu. Ardından Çalışma Bakanı çeşitli basın yayın organları aracılığı ile çeşitli açıklamalar yaptı. Ancak hükümet tarafından konfederasyonlarla,  sağlık emek ve meslek örgütleriyle veya kamuoyu ile taşeron işçilerinin kadroya alınması ile ilgili danışılmadı, sorulmadı. Taslak metin adeta sır gibi saklandı. Bizleri, meslek örgütlerini, sendikaları geçtik TBMM’inden bile kaçırıldı. Bir pazar sabahı adeta Günaydın Türkiye! diyerek 696 sayılı KHK ile uyandık.

KHK’ı incelediğimizde görüntüleme hizmetlerinde çalışan radyoloji teknisyenlerinin KADRO DIŞI kaldığını öğrendik. Sormak istiyoruz! Asıl iş dediniz. Bugün kamu hastanelerinde çalışan arkadaşlarımız sadece devlet hastanesinin hastalarına hizmet vermiyor mu? Görüntüleme hizmetinin tamamını biz yerine getirmiyor muyuz? Bizden başka görüntüleme yapan var da bizim mi haberimiz yok. Görüntüleme hizmetleri sağlık hizmetlerinde ASIL iş değil midir?

Yapmayın! Yazıktır. Bu toplumun aklıyla oynamayın. Ciddi devlet yönetimlerinde böyle süprizlere yer yoktur.  Kamuda asıl ve yardımcı işlerde çalışan tüm taşeron işçilerin kadroya alınacağını bir “müjde” şeklinde ilan edip görüntüleme hizmetlerinde çalışan 10 bin civarında çalışanı, diğer iş kollarında çalışan yüzbinlerce çalışana umutlar verip mağdur etmeye hakkınız yoktur.

Yıllardır hastanelerde ve sağlık kurumlarında birlikte ürettiğimiz sağlık hizmeti, bir ekip hizmetidir ve bir bütündür. Sağlık hizmetinin bölünüp parçalanması ve taşeron şirketler aracılığıyla gördürülmesi sağlık hizmetinin doğasına aykırıdır. Sağlık hizmetlerinde süreklilik, bütünlük ve istikrar esastır; güvenceli çalışma tüm sağlık emekçilerinin hakkıdır. Sağlık alanında başta taşeron işçileri olmak üzere, taşeron, sözleşmeli, vekil ayrımı yapılmadan güvencesiz biçimde istihdam edilen tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri kadrolu statüde güvenceli çalıştırılmalıdır.

Taşerona kadro Hak’tır. Özellikle sağlıkta Taşeron sisteminden tamamen vazgeçilmelidir. Tüm taraflarla görüşülerek kamuda çalışanların Ayrımsız, Sınavsız, Koşulsuz ve KHK’sız Kadroya geçirilmelidir. Ben yaptım oldu-bitti asla ve asla kabul etmiyoruz/etmiyeceğiz.

Kadro hakkı, iktidarın bir lütfu değil, bir ekip olarak sağlık çalışanlarının farklı statülerle parçalanmasına karşı büyütülen ortak mücadelenin kazanımıdır.

SAĞLIKTA TAŞERON OLMAZ! TAŞERON ÇALIŞTIRMA YASAKLANSIN!

RADYOLOJİYE ACİLEN 5000 KADRO VERİLSİN

GÖRÜNTÜLEME HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR KADROYA ALINSIN

Yorumlar